30 Ocak 2012

Minnak Pasta

 Tek Kişilik Minnak Pastalar

Bir girdim pir girdim bu şeker şeylere:)

Fikir çokca var aklımda ama uygulamak için zaman gerek. Bugün yine zaman yarattım kendime. Öğlen sonrası ara öğününü Anneannesi yedirdi Çağlar'a. Fırsat bu fırsat bende hemen pandsipanyamı fırına atıp. Nurturia'dan arkadaşımın gösterdiği fimo hamurdan kolye uçları kediciklerini yaparım dedim. Sözümün arkasında durmak için Tek kişilik mini pastalar yaptım bugün..yine çok zevk aldım:)



İşte Sonuç:) Bakalım beğenecek misiniz?:)

28 Ocak 2012

Ne yapmalı, Ne etmeli Diye Düşünürken..

Şeker Şeyler


Küçüklüğümden beri yemekle ilgiliyimdir. Öyle ki 10 yaşımda havuçlu kek yapmışlığım var, hemde evde tek başınayken:)) Çok da başarılı olmuştu.  Tek sorun kek kalıbına uzanamadığım için yuvarlak bir tepsiye yapmıştım, yani şekli pek hoş olmamıştı. Ergenlik döneminde ise tamamen koptum, yemek yemek dışında hiç ilgilenmedim. Taa ki 22 yaşıma gelene dek.. Dönüm noktası oldu 22 yaş benim için:)

 O sene yemek yapmaya ve iyide yapmaya başladım. Hep yeni ve değişik tarifler buldum, denedim. Sanırım 22 yaşıma kadar damak zevkimi tam anlamıyla oturtmuşum. Yeni şeylere açığım her zaman, özellikle konu yemek olunca. Hal böyle olunca çeşit çeşit yemekler, kekler, kurabiyeler, pastalar, çorbalar, et yemekleri, sebze yemekleri.. gırla yapıldı, yendi:) Çoğu zaman tarif dahi alsam kendim bir şeyler katarım. Huyum kurusun:))

Hatta bir anımı paylaşayım. 2002 Uni ilk sene. Annemler o zaman Lüleburgaz'da yaşıyor ve ben her hafta sonu oraya gidiyordum. Evde doğru dürüst bir şey yok zira bütün gün Restaurant'la uğraşıyorlar ve eve geç geliyorlar. Sabah kahvaltı edeceğim. Bal ilişti gözüme, yumurta ve kıyma..  Ballı, kıymalı yumurta yaptım.. Kısmetlisi de vardı:))) Kuzenim ve eşi gelmişti, Çarşı'da işleri varmış. Eniştem'e buyr sende ye dedim. Parmaklarını yalaya yalaya yedi. Bu ne yaa? dedi. Açıkladım. Bizim hatun böyle şeyler yapmaz ki. Hep aynı şeyler demişti:))))

Nereden nereye geldim yine, velhasıl kelam şeker hamuruna geleceğim. Bir sürü şeye el attım. E evde çocukla uğraşırken, kendimi mutlu edecek bir şeyler bulmalıydım. Düşün düşün ne zamandır aklımdaydı bu iş. Sonunda bulaştım:) Zevkle ve heyecanla kurabiye süslüyorum şimdilik. Cupcake ve Pasta'ya da bulaşacağım elbet. Kim bilir belki bir gün ticarete bile atılırım:)

Çalışmalarımdan örnekler
Biraz masraflı bir meşguliyet bu ancak ben çok eğleniyorum. Tabi gündüz pek bir şey yapamıyorum zira bebikom tüm ilgimi istiyor. Onu yatırdıktan sonra Tv karşısına geçip hem yapıyor hem izliyorum. Daha ne.. Ben deşarj oluyorum.. Eşim mutlu, bebeğim mutlu.. ben daha da mutlu:)) Unutmadan söyleyeyim henüz bir eğitim fln almadım, sertifikam vs yok ama çok araştırmacı ve ilgili olduğum için ve sanırım azcık da elim yatkın olduğu için kendi kendime bir şeyler yapıyorum.

Umarım daha iyilerini de yapacağım.. Şimdiye dek yiyenler mutlu:)

Not: Şeker hamurunu nereden aldığımı, neyi nasıl yaptığımı bilmek isteyenler mail atabilirler.

19 Ocak 2012

Elveda Annesütü

Elveda Süt..Elveda Medela Lactina Select

Hafta başı yaşadığımı düşündüğüm zehirlenme tam 3 günüme mal oldu. 3 gün boyunca oğlumun sadece altını alıp mamasını verebilecek derecede iyiydim. Sürekli uyudum, kafamı kaldıracak halim yoktu kusma-ishalden. Şükür bunu da ilaçsız atlatabildim ama bu sürede süt samak bile aklıma gelmedi. Zaten iyice azalan sütüm böylelikle toptan göçmüş oldu bedenden. Denemedim açıkçası sağmayı, Dr.umuz da zaten bu kadar az geliyorsa Anne'ye de yazık dedi ve sağmayı bırakabileceğimi söyledi. (3saatte 30cc gelen süt, 3saatte 15-20cclere indi düzensiz sağmaktan)

İki gün boyunca Babası ilgilendi oğlumla:) Bir kez offladığını duydum. O kadarı da olur değil mi?:) Bazen gerçekten ne istediğini anlayamadığımız için sabır taşabiliyor. Yoğun iş temposuna başlamadan önce çok iyi oldu bu, Baba-Oğul beraberce güzel vakit geçirdiler. İstesem olmazdı yani:)

Böylelikle süt sağmaya da bir son verip Annesütü olmadan yaşamımızı devam ettireceğiz. Umarım olabildiğince az hastalıkla geçiririz bundan sonraki süreci. Çok üzülüyordum öncesinde sütüm az diye ama böyle bir hastalık sonucu var olan süt yok olsaydı da üzülürdüm baya. O yüzden her şeyde bir hayır vardır diyip yolumuza mutlu mesut devam ediyoruz:)

Medela Lactina Select .. Ne umutlarla sokmuştuk seni hayatımıza.. ama olmayınca olmuyor işte.. oldurulmuyormuş meğer. Bana en büyük tasarrufun zamandan yana oldu. İki göğsü bir anda sağdığım için 30dk. süren sağma seansım 15.dk'ya indi. Bu da çoook zaman demek:) İyiki sokmuşuz seni hayatımıza hem sessiz sakin dururdun bir köşede hemde işimi çabucak hallederdin.

Şimdi bir başka Anne'ye umut olacak, onların hayatına kolaylık sağlayacaksın.. Gittiğin yerde güzelliklere gebe bırak insanları emi.. Uğurlar ola Medela Lactina Select'im.. Bir başka Lohusa döneminde tekrar karşılaşmak üzere..

13 Ocak 2012

5ay ve Büyüyen bir Bebek..

Ne çabuk büyüdü bu çocuk..Ne tez geçti bu vakit..

Bugün Dr. kontrolümüz vardı, hemen hemen her ay dönümünde (13.) olduğu gibi. Gözyaşı kanalı tıkanıklığımız maalesef devam ediyormuş, daha sert ve daha sık masaj yapmam gerekliymiş aksi takdirde 9.aya kadar geçmezse Ameliyat yolları taştan bize..

Çok kilo almış kuzum.. 1.140gr.  5. ay için 500-600gr alınması beklenirmiş.. 2 katı yani. Bu şekilde devam ederse kilo problemi olabilirmiş ilerde. Dolayısıyla daha az yedirmeye bakacağız:) Nasıl olacak bilmiyorum ama.Sabah (07.00-09.00) Kahvaltı, Öğlen (12.00-13.00) sebze çorbası, (15.00-16.00)ikindide de yoğurt vermeye başlayacağız. Gecede en fazla iki kez mama verilecek eğer çok isterse meyve çayı vereceğiz. Umarım bu sayede kilo aımı normale yaklaşır:) Gerçi bir çok kişiden de hareketlenmeye başlayınca, emekleyince, yürüyünce kilo kalmaz diye duydum ama henüz tecrübe etmediğim için tedirginim. Yemek yemeyi sevsin ama obez olmasın yaa :)

Dr.uma meşhur yulaf, irmik, kepek vs sorusunu sordum. Kendim yapsam muhallebi- kaşık maması yerine versem dedim.. Yapabilirsin tabi dedi ancak o kaşık mamalarının içinde senin ekleyemeyeceği vitaminler var ve alması gereken tüm tahılları bir anda alabiliyor dedi. Dolayısıyla biz şimdilik yine kaşık mamalarımıza devam edeceğiz.

Ve destekli oturmaya da başlayacak artık kuzum. Zaten bir kaç zamandır oturtuyorduk, gayet de keyfi yerindeydi. Bakalım bu ay itibariyle ne gibi değişiklikler göreceğiz..

Hoşgeldin 5a :)

11 Ocak 2012

Muskatlı Sebzeli Graten

Sebze Graten


       Malzemeler:

  • yarım kilo karnabahar
  • yarım kilo pırasa
  • 1 adet büyük baş soğan
  • 3-4 adet havuç
  • 1 litre süt
  • 4 yemek kaşığı un
  • mısırözü yağı
  • muskat
  • kaşar
  • tuz
  • karabiber
  • (isteğe bağlı et-tavuk suyu)

 Karnabahar, havuç ve pırasa su dolu bir tencerede haşlanır, tuz ve karabiber (isteğe bağlı et-tavuk suyu) eklenir. Haşlanan sebzeler bir borcama alınır, süzülen sudan 1 bardak kadar ayrılır. Un, yağ ile kavrulur ve süt ilave edilir, çırpma teliyle karıştırırken sebzeden arta kalan sebze suyu, rendelenmiş muskat, tuz da ilave edilir ve koyulana kadar pişirilir. Ardından beşamel sos, sebzelerin üzerine dökülür ve önceden  250derecede ısıtılmış fırına verilip 10 dakika kadar pişirilir. Sonra fırından çıkarılır vegratenin üzerine kaşar konup tekrar, kaşarlar eriyene kadar fırında bekletilir.  


Not: Sebze olarak istediğiniz her şeyi ekleyip çıkarabilirsiniz. Ette koyabilirsiniz ancak önceden kavurmalı yada haşlamalısınız. Beşamel sosuna her daim muskat koyarım, inanılmaz bir lezzet verir.

Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu

STET

Bir oluşuma baştan beri şahit olmak, yapılan güzellikleri, koşuşturmaca ve çabaları görmek ne çok duygulandırıyor insanı. İnsanın geleceğe dair umutlarını artırıyor..

STET- Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu internet üzerinde, çocuk büyütmede yardımcı Nurturia sitesinde, en büyük ortak noktaları Annelik olan bir topluluk tarafından oluşmuştur. İlk başta bireysel olarak yardımcı olmaya çalıştıkları çocuklara, ailelere ve ihtiyaç sahiplerine toplu halde koşunca daha faydalı olabileceklerini düşünüp dernek kurmaya karar verdiler. Çok da iyi ettiler..Yani STET artık resmi bir dernek.

STET nedir? kimdir?ne yapar? diyenlere.. http://www.sinirtanimayanebeveynler.blogspot.com/  ve http://stetdernek.org/  sayfalarını incelemelerini öneririm.

Biz ne yapabilirz? Sıradan insanlar, çalışan, ev hanımı..kim olursanız olun.. Birilerine yardım etmek sandığınız kadar zor değil. Maddi açıdan kendinize mi yetemiyorsunuz? Bu devirde çok normal..ama her ihtiyaç sahibi ayakkabı, oyuncak, gıda yardımına ihtiyaç duymaz.. Sevgiye aç olan çok çocuk var..elinden tutmak, saçını okşamak bile yetecektir. Gelin gönüllü üye olun.. Olan ve olacak olan projelerden haberiniz olur.. Yardım edebileceğinizi düşündüğünüz an sizde bir el uzatırsınız.

Daha aktif rol almak istiyorum diyenler ise STET sayfasında iletişim bölümünden iletişime geçebilir Nehir hanımla. Elbette istedikleri daha çok aktif üye aslında. Sorumluluk alabilecek olan ve bu işlere gönlünü adamış insanları Sınır Tanımayan Ebeveynler olarak görmek istiyorum :)

STET üyesi Handan Taş'ın da dediği gibi;  "Dünyayı Güzellik kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey” ..


Gelin bu Topluluğa yardımcı olalım elimizden geldiği kadar.. Gelin çocukları sevindirelim..Gelin dünyanın daha iyi bir hal alması için çaba gösterelim..

09 Ocak 2012

Ek Gıda

Ek Gıdaya Geçiş ve Mamalarımız

4. ay itibariyle mama çocuğu olduğu için Çağlar, ek gıdaya geçtik. Öncesinde araştırdım, soruşturdum ve kafam çok karışıktı. Ne, nasıl, neyle, ne zaman, ne kadar verilir diye düşüne düşüne hal olmuştum:) Bu konuda da Nurturia'daki arkadaşlarım yardımcı oldu sağolsunlar. Zaten bir başladık..pir başladık:) Bir kaç ürkek denemeden sonra bir açıldım.. Verilmez, alerji yapabilr denilenleri bile verdim.

Niye? Çok katı kurallarla büyütmeye çalışırsam bebeğimi ters teper ve ben stress olurum, bu da bebeğime yansır diye tamamen içgüdülerime güvenerek başladım ve devam ediyorum. Tabi ki belli başlı kurallarım olacak. (misal; şeker 2 yaşa kadar yok, ıvır zıvır cips, cola, çikolata vs yok) Dr.umun dediği; ilk vereceğin meyve-sebzeyi sade ver ve herhangi bir etki görmezsen devam et. 2. hafta başka şeylerle karıştırıp verebilirsin.

İlk başta bilinen ve herkesin verdği meyvelerden girdik.. Armut, elma, havuç..Sonra baktım bu yeterli gelmiyor bana.. Yemek düşkünüyüm ya..illa başka şeyler, yeni tatlar olmalı:) E bir de yiyen bir bebe olunca,karışımlar hazırlamak daha da zevkli oluyor..zira arta kalan nefis mamalar ya benim ya da Anneannenin mideye :)

Meyve suyuyla başla diyenler olduğu gibi püreyle başla diyenler oldu. Ben tercihimi püreden yana kullandım. Hem meyve yada sebzeyi sıkarak elde edeceğim miktar az olacaktı hem de bana göre çiğnemeyi ve yutkunmayı ve kaşıkla yemeyi baştan öğrenirse daha rahat ederdim. Sanırım öyle de olacak. 

Ek gıdaya geçiş:

Sabah (09.00-11.00) : 120cc meyve suyu ya da 150gr meyve püresi. Şimdiye kadar kullandığım meyve-sebzeler; Armut, Elma, Havuç, Patates, Kabak, Kuru Kayısı, Muz, Trabzon Hurması, Avokado, Muşmula..

Muz ve Elmada biraz dikkatli olmak egrek zira kabızlık yapabilir, bize yapmadı. Yerli Muz verdim ben. Kuru Kayısıyı bir gece önceden suda beklettim, sabah ezip verdim (suyundan da biraz katarak). Avokado verecekseniz yumuşak olması önemli.Eğer aldığınız avokado sertse gazete kağıdına sarın ve sıcak bir yerde 2 gün kadar bekletin (kalorifer peteği üstü v.b) İlk kez tadacağı meyve-sebzeyi sade verdim, sonrasında alerjiik reaksiyon gösterip göstermediğine bakarak (ya da kabızlık,ishal vs) diğer sebze ve meyvelerle karıştırarak vermeye başladım. Hepsi karışınca da çok güzel oluyor ancak Çağlar Avokadoyu özellikle muz ya da hurma ve havuçla sevdi. Avokadonun tadı tek başına yenecek gibi değildi onun için, dolayısıyla tatlı bir şeylerle karıştrmak gerekti. Kuru kayısı denemedim henüz ama eminim onu da çok beğenir:) Biraz damak zevkinizi konuşturacaksınız bu karıştırma işlerinde. Tek tek hespinin tadını bildiğiniz için, ne neyle yakışır?'ı düşünmeniz gerek. Sürekli bu modda olan ben, için zor olmuyor bu tabi:)

Meyveleri cam rendeden geçirerek ya da ezerek verdim bu zamana kadar. Pişirme işine ancak sebzelerde ve irmik vs gibi tahıllar eklediğim zaman başlayacağım. Sebzeleri çok az suyla haşlıyor daha sonra eziyorum (suyundan da azcık ekleyerek) Aslında sebzelere ve yoğurt vermeye henüz 5.ayda başlayacaktık ama ben hızımı alamayıp onları da tattırdım ve ara ara veriyorum. Rahatlığın daniskası:)

Bu haftaki 5.ay kontrolümüzde akşam öğününü(18.00-21.00) muhallebi-kaşık maması yerine irmik, yulaf vs gibi tahılları pişirerek versem nasıl olur? diye soracağım. Yapan, yediren çok. Seven bebe de:) Ama yinede bir danışmak gerek diye düşündüm, o nedenle bekletiyorum şimdilik. Kaşık maması benim kurtarıcım oldu zira muhallebiyi pişirmek ve sonrasında soğutmak işkence gibi. Çağlar ne zaman acıkacağı belli olmayan ve acıktığı gibi mamasını ağzında isteyenaksi takdirde çığlık çığlığa ağlayan bir bebek. Dolayısıyla kaşık mamasını kaynamış, ılınmış suyla karıştırıp vermek daha az ağlamasına neden oluyor:) Ve bayıla bayıla da yiyor. Kuıllandığım marka, maması gibi Aptamil. (Bebelac'ı da önermişti Dr.um, az gaz yapar diye) Aptamil kaşık mamasının sütlü tahıllısı, irmikli meyvelisi ve muzlu pirinçlisini denedik. Üçünü de çok seviyor:) Bazen ara öğünü (13.00-14.00) olarak verdiğim yoğurt diğer mamaları gibi çook severek yenmese de yeniyor:) Zorlama yok..

Ve sanıyorum ki Çağlar benim gibi karıştırmayı ve yeni lezzetleri çok sevecek:) Şimdiden ilerde mutfağımızda duyacağımız kokuları ve deneylerimizi hayal ediyorum:)

Herkese Ek gıdaya sorunsuz bir geçiş ve yiyeen bir bebe diliyorum:)

Özlemim.. Özlenenim...

 Özlenen ve Zamanlar

En son geçen yıl 9-10 Aralıkta birlikteydik. 9 gecesinde 3e kadar  durmaksızın sohbet..Her zaman ki gibi. Konuşacaklarımız hiç tükenmez ki.. ve 10'unun sabahında yollara düşen üç deli..ciabbata ve çayla arabada kahvaltı keyfi, çay dökülmesi, deli gibi esen bir rüzgar..İstemeye istemeye seni sevdiceğine bırakmamız ve yediğim deniz mahsüllü makarna..Senle yediğim, düşündüğüm, düşlediğim, gördüğüm, hissettiğim her şeyin yeri ayrı. Sen yanımdayken üzgün de olsam huzur hep benle.., yoluma ışık tutanımsın, özlediğim..

Burnumda tütüyor kokun, sabaha dek süren sohbetlerimiz..zaman kavramını yitirmek istiyorum seninle.. Beraber yemek yapmak, yemek, keyife dalmak..Bir yudum kahve ve bir sigara.. Ne çok özledim..bilemezsin..

Hala unutamam o gün bana olan davranışını..Henüz 11inde kardeşini kaybetmiş bir çocukken..ve sen benden sadece 4 yaş büyükken..Bir tek sen sordun nasılsın, iyi misin? diye.. O kuru gürültünün içinde bir tek sen gerçektin.. İlk gerçek tanışmamızdı değil mi?. İlk yüreğini gördüğüm zaman... O gün bugündür yüreğimin en derininde hep sızlayan bir sevgisin.. Parendeler atarım gelişin uğruna.. Hep tek büyüdüm diye hayıflanırım ya.. aynı candan, göbekten olmasak da sen aslında benimdin, benim ablam:)

Yıllardır yaşadığımız anılar bir bir gözümden ve gönlümden geçti bugün.. Dün gece gördüğüm rüya sonrası daha da iyi anladım seni ne çok özlediğimi..Varlığın huzurum, yüreğin armağanım..burnumda tütenim..direğimi sızlatanım..

Kavuşsak çabucak yine sabahlara dek en koyu sohbetlere dalsak..kahveler, kurabiyeler..kimi zaman kahkalar..bazen gözyaşları bazense hüzünler eşlik etse bize.. Dinlesek Alanis Morissette'yi .ıldırsak yine..Zıplasak çocuklar gibi yata üstlerinde.. ya da kaydırmaca oynasak:) Bağıra bağıra şarkılara eşlik etsek..Babam bizi cips almaya göndermese..Ne çok anımız var..ne çok yaşanmışlığımız..Yaşlanmamış, eskimemişiz..sadece çağlayıp çoğalmışız hep.

Umudum var..bir gün olacak, düşümüz gerçekleşecek.. Ve o gün geldiğinde keyiften dört köşe olacağım. Kahkalar atacağım..bak gördün mü? Başardık işte! diye sevinç çığlıkları atacağım.. Kendime de..sana da.. yaşadıklarımıza da güveniyorum..Elbet bir gün..

Elbet bir gün ayrılmamak üzere yanaşacağız birbirimize.. Ayrı hayatlarımız olsa da her istediğimizde yan yana olan yüreklerimize bedenlerimiz de eşlik edecek.

Benden benim..Özlenen bedenim.. Gel artık!..

3-5 Aylık Bebe

Hayata Merhaba


Çağlar 3 aylık olduğunda çok az olan gaz sancılarımız da yerini binde bire bıraktı. En önemlisi düzenli, tertipli ve kesinlikle açlığa dayanamayan bir bebek oldu.

Muhakkak 3-4 saatte bir mama (120-150cc) yer ve gece sadece bir kez kalkardı. Buda benim için muhteşem bir şey demekti zira uykusuzluğa tahammülüm yoktur. Sanırım ilk iki ay gerginliğinin, bir sebebi de uykusuzluğumdu. Gece Çağlar için 18.00-19.00 en geç 20.00 gibi başlar  ve sabah genellikle 2-4 arası mamaya kalkar, daha sonra sabah 07.00 gibi uyanıp 08.00'e kadar kendi kendine konuşup gülüp yavaş yavaş, zaman geçtikçe sesini beni uyandırmak için yükseltirdi:) Çok şükür mızmızlığı ve huysuzluğu olmayan bir bebek. Gün içinde oyun halısına atardım en az 3-4 saat aralıklarla oynardı. Ses çıkaran oyuncakları daha çok sever ve özellikle onunla konuşulmasından hoşlanırdı. Gün içnde 3  gündüz uykusuna yatardı. İLki 11.00 gibi 45 dakikalık bir kestirme. Sonra öğlen uykusu 12.30-13.00 gibi uyur bir daha 15.00-16.00 gibi kalkardı. Akşam üstü kestirmesini ise 17.30-18.00 gibi yine 45 dakika yapardı.

Böyle olmasının sebebini gündüz-gece ayrımını erken anlayabilmiş olmasına bağlıyorum. Kucağıma geldiği ilk günden beri gece hiç konuşmayıp loş ışıkta altını aldım, emzirdim ya da mama verdim, gazını çıkardım ve yatırdım. Göz teması dahi kurmadım, hiç bir şekilde iletişime geçmedim. Aman insan bir çocuğunu sevmez mi?, öpmez mi?, özlemez mi? diyenlere cevabım şudur.. Burnumda tüttü sabaha kadar ama düzenli uyuyan bir bebeğin gün içinde mutlu bir bebek olduğunu biliyordum. Nitekim de sabah gülücükler saçarak kalkar ve en az 1 saat gülüşüp oynardık. Tabi zaman zaman gece bir kaç kez kalktığında; gaz sebebiyle ya da huzursuz olduğundan, kucak istediğinden vs, sabah ritüellerimizi gerçekleştirdikten sonra Babam'a bırakıp uyuduğum da olmuştur:) O zaman oyun faslını Büyükbabasıyla gerçekleştiriyordu. Gündüz uykusuna hiç karışmadım. Ne zaman uykusu geldiyse kendi uyudu ve kendi kendine bu şekilde bir düzen tutturdu.

4 aylık olduğunda zaman zaman geceleri hiç uyanmaz, deliksiz uyku uyumamı sağlardı. Kendi de enerjik ve dinç kalkardı. 11-13 saat uyku demek tüm gün gülücükler saçan bebek demek benim için:) Mama düzenimiz 3-4 saatte bire indi 180-210cc arası içerdi her öğün. Tabiki çok fazla, Dr.umuz da söylemişti 4ay kontrolünde:) Yiyen bebeğe vermemek pek mümkün olmuyor. Zaten ek gıdaya da geçtiğimiz için bu ayda, mama yemeyi azalttı. !80-210cc içen bebek bir anda 70-120 arası içer oldu. Ek gıda konusunu ayrı işlemek istiyorum çünkü çok kafamı yoran, araştırıp sorduğum ve sonrasında ne kadar da basit dediğim bir olgu oldu :)

5. ayına kadar 4ay düzenine aynen devam etti, geceleri deliksiz uykular arttı, mamalar 70-120ccden 15-180cclere artırıldı. Oyun halısında gün boyu tepinip oynayabiliyordu:) Ve büyük süpriz 3. ayından itibaren eller hep ağızda, aşırı salyalı ve konuşmayan başlayan bir bebe oldu çıktı başımıza:) İlk kelimesi Mama oldu, olmasaydı şaşardım zira içimdeykende ben bir lokma yediğim gibi tekmeler atmaya başlardı:) ikinci kelime Baba; benden çok mu sevecek Baba'yı dersiniz? (şimdiden bir çekişme halindeyiz):)) Üçüncü ve en güzeli benim için:)) Anne. ve dördüncü; daha dün iki kez Dede.. Tabi bu kelimeleri bilinçli söylediğini iddia etmiyorum ama mama gördüğünde mammaa diye çığırması, Baba'yı gördüğünde ba ba ba demesi, Angeeee diye bağırması neticesinde yanına koşmam ve anında susması. E bizim için anlam ifade eden bir olay örgüsü:)

Şayet tavsiye isteyen olacaksa.. tek tavsiyem mutlu olmak:) Anne ne kadar mutluysa bebe de o kadar mutlu..sakin, stressiz ve en önemlisi paniksiz olun. Rahat olun ki bebeğinize de gereksiz yere gerginlik yüklenmesin..

Ispanak Kökü Salatası

Ispanak Kökü Salatası

        Malzemeler:


  • 1kg Ispanak'ın kökleri (yaklaşık 10tane kadar eder)
  • Z.yağ
  • karabiber
  • tuz
  • arzuya göre Beyaz keçi peyniri ya da sert-yağlı inek peyniri
  • limon suyu
  • acı kırmızı biber
Ispanak köklerini değerlendirebileceğimi 5-6 yıl öncesine kadar bilmezdim ama içmden hep yazıııkk derdim:) Sonra internette araştırırken bir sürü ıspanak köklü tarife ulaştım, içlerinden en sevdiğim de budur:)

Ispanak kökleri kum kalmayana kadar yıkanır. Ben 3-4 kez leğende su değiştirip, daha sonra akan suyun altında yıkıyorum. Ispanak kökleri bir tavada kavrulur, bir kaseye alınır. Limon suyu, karabiber, tuz, kırmızı biber bir yerde çırpılır ardından ıspanak köklerinin üzerine dökülür. Bu sade ıspanak kökü salatası ancak ben üstüne bir de minik küpler şeklinde doğranmış peynir eklemenizi tavsiye ederim. Keçi peyniri sevenler muhakkak keçi peyniriyle denesin, sevmeyenlerse herhangi sert bir beyaz peynir kullanabilir. Tabi ki ementtaler, gouda ya da maasdam peynirleri de kullanılabilir:)

08 Ocak 2012

Keks Tarifi

Alman Kurabiyesi

Malzemeler:

  • 500 gr un
  • 250 gr tereyag ya da margarin 
  • 250 gr seker
  • 250 gr file badem (ya da fındık, ceviz)
  • 2 yumurta
  • 3 yemek kaşığı süt
  • 1 tatlı kaşığı kabartma tozu
File badem rondolanır. Tüm malzemeler, kulak memesi kıvamında bir hamur elde edilene dek yoğurulur.1 saat kadar Buzdolabında bekletilirse daha kolay açılabilir.Sonra  Merdane yardımıyla  1-2cm kalınlığında bir hamur açılır ve şekilli kalıplarla kesilip yağlı kağıt kaplı tepsiye konur. 180 derece önceden ısıtılmış fırına verilir. Üzeri çok hafif pembeleşince, yaklaşık 20 dakika kadar, hemen fırından çıkarılır.

Not: Şekilli kalıplarınız yoksa kendiniz de bir şeyler uydurabilirsiniz. Misal; çay bardağıyla yuvarlak, şekilli dondurma kalıplarını kullanarak ya da bıçakla keserek de şekil üretebilirsiniz. Bu ölçüler aile doyuran cinsinden, isterseniz yarı yarıya da yapabilirsiniz. Ben bu tariftekini yapıyorum zira ailede herkes kurabiye sever ve bayatlamayan cinsten olduğu için rahat 1-2 yiyebiliyoruz.


Sevgili Yeliz Yeşil İkiz arkadaşıma tarif için teşekkürler:) Daha nicelerini paylaşacağım...









Maş Fasulyesi Salatası

 Maş Fasulyesi Salatası

Bir kaç yıl öncesine kadar Maş falsuyesinin ne olduğunu bilmeyen ben, deneme yapmayı çok sevdiğim için 1kg aldım. Ne yapılır diye araştırırken çorbası, yemeği ve salatasına rastladım. İlk kez Kuzenim tatma şerefine nail oldu (ki o çok çok hoşlanmaz bilmediği şeyleri yemekten). Tattığı gibi ıhhmm mıhhm sesler çıkarmaya başladı. Bu da demektir ki gayet başarılı:)) Ben bayıldım, kuzenim lezzetinden iki tabak yedi.. Takdir sizin:)

Malzemeler:

  • 1 su bardağı Maş fasulyesi
  • Bir tutam dereotu
  • zeytinyağ
  • nar ekşisi
  • tuz
  • karabiber
  • arzuya göre kimyon
Maş fasulyesi iyice yıkanıp bir tencerede yumuşayana kadar pişrilir. Soğuduktan sonra büyük bir kaseye alınıp sırayla malzemeler eklenir. Lezzet ayarı size kalmış. Bu malzemeler, maş fasulyesi salatası için ana malzemelerim. Ek olarak kırmızı, yeşil ve ya renkli biberler doğranıp eklenebilir, haşlanmış yumurta da 4-8 bölünüp eklenebilir. Öyle de gayet başarılı oluyor bence.

Deneyip görün :)

Cheesecake Tarifi

Lezzetli olan her şeyi seven biriyken tatlılara hayır demek mümkün değil. Bir çok tarifi denedim ama en güzeli ve %100 tutanı budur:) Meraklılarına duyurulur...

Limonlu Cheesecake Tarifi:

Malzemeler:

  • 1,5 paket eti burçak
  • 100 gr tereyağı
  • 600 gr Labne peyniri
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 paket vanilya
  • 2 yumurta
  • 200 ml. sıvı krema
  • 3 çorba kaşığı un
  • 1 limon suyu ve rendesi (limon yerine, portakal, çilek v.b bütün meyveler kullanılabilir veya sade de olabilir.)
Sos için: 
  • 200gr Meyve (taze ya da donmuş olabilir) Ben genelde limonlu cheesecake'e frambuaz, böğürtlen ve yaban mersinini çok yapar ve yakıştırırım.
  • 2 yemek kaşığı nişasta
  • 2 yemek kaşığı şeker (arzuya göre daha az ya da daha fazla olabilir)
  • 1 su bardağı su
Fırın 200dereceye ayarlanıp kelepçeli kalıp alüminyum folyo ile kaplanır. Tereyağ eritilir, bisküviler rondodan geçirilerek tereyağ ile karıştırılır. Kalıba dökülür ve üzeri iyice bastırılır. Buzdolabında soğumaya alınır. Ayrı bir kapta önce şeker ve yumurta çırpılır, ardınan labne peyniri hariç tüm malzemeler eklenip tekrar çırpılır. En son labne peyniri de eklenip çırpılır ve buzdolabındaki kalıp çıkartılarak üzerine dökülür. 200derece önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 40-45 dakika üzeri hafif pembeleşinceye kadar pişirilir. ( üzeri çok az pembeleşecek, çatlarsa ne ala süper yapmışsınız demektir:))  Sos içinse; malzemelerini ocakta sürekli karıştırarak koyu kıvam almasını sağlayıp pişen cheseecake'in üzerine dökülür ve ılındıktan sonra buzdolabında en az 1 gün bekletilir. Ne kadar çok beklerse (min 6saat) o kadar lezzetli olur.

Umarım siz de beğenirsiniz :)

Nurturia...

2011 ve Nurturia'nın Getirisi:)

Tv'de görülmüş bir reklam sayesinde Nurturia ilgimi çekti. Gebe değildim fakat çok istiyordum. Hele bir gebe olayım, üye olacağım site demiştim kendi kendime:) Ve büyük gün Ocak 9:) Öğrenir öğrenmez üye oldum. Sanki yaşayacağım güzellikleri baştan bilmişim:)

İlkim, Gamze'm maalesef önceki nickini hatırlayamadım ama şimdinin _dimple_'i.. işte o var ya o..

İlk zamanlar alışamadığım, garipsediğim dünyada sıcacık selamını esirgemezdi benden hiç. Her girdiğimde, yazdığım her şeyde muhakkak bir yorum, bir iz, bir güzellik, bir içtenlik ve bir huzur bırakırdı.. İşte o benim Gamze'm!

Onunla hamileliğimizin bütün iniş çıkışlarını, duygusal manyaklıklarımızı, yaşanmışlıkları, isteklerimizi, düşüncelerimizi paylaşmaya başladık.. Her paylaşımda daha da yaklaşarak birbirimize.. Nurturia'ya giremeyince meraklanırdım, bir şey oldu mu?, iyi mi?, merak etti mi beni diye.. Dr. kontrollerinde ilk aklıma gelen şey Gamze'min merak edip etmediğiydi:)  Kanamalara, ikili testler, bebikoların cinsiyetleri, gün be gün büyümeleri, yaşadığım bulantı-kusma-yatma serüveni, Gamze'min karpal tünel sendromu, uykusuzluk, heyecan, kramplar, ilaçlar, hazırlıklar..Ah ah.. Eşimle, Annemle, Babamla ya da kuzenimle payalştığım heyecanımla Gamze'le paylaştığım heyecan çok çok farklıydı.. Zira aynıydık.. Aynı dönemin gebeleri, benzer yaşanmışlıklar.. Kenetlendikçe kenetlendik.

İkimizde öyle tez canlıydık ki:) 2. ayımızda park yataklarımızı ve bebek arabalarımızı aldık:)) Öyle heyecanlıydık ki 30. haftaya dek hemen hemen bütün hazırlıkları bitirdik.

Gamze'min bebikoma hediyesi
Ve o yüreği güzel insan.. karpal tünel sendromuna rağmen benim bebikoma el emeği göz nuru bir body yaptı.. Hala baktıkça ona, resimlerine gözlerim dolar. niye mi? Çünkü insan görmeden, dokunmadan, bu kadar yüreğine işleyen şeyler yaşayamazdı bana göre. Yaşadım! Yaşıyorum!

O yüreği, yüzü, Anneliği, Öğretmenliği güzel kadın..içime işlemişti. dost ve yoldaş olmuştu bana bu mucize dolusu serüvende:)

 Cinsiyetlerini öğrenir öğrenmez, benim oğlan, senin kızı alır dedim. Deyiş o deyiş:) Z.ece artık benimde kızımdı:) Hasretle beklediğim ikinci bebeğim:) Yüzünü gördüğümde ultrason fotolarında büyük bir mutluluk yaşardım. O güzellik Annesinin kucağına gelecek ve ben gün be gün büyümesini izleyecektim..

 Kah güldük kah ağladık, kah uyuduk:)) Onca mesafeye rağmen sıcaklığını, içtenliğini taa içimde hissettim hep. Sanalda olsa çokca kafamı yaslayıp omzuna, ağlamışlığım vardır.. Çokca heyecanımı paylaşmak için koşa koşa eve gelip msj yazardım:)

Ne yazık ki ancak doğumumuz yaklaştığında aynı anda akıl edebildik birbirimize telefon numaralarımızı vermeyi:) Geç olsun güç olmasın. Merak ederdik yoksa..

Sonra en araştırmacı ve özverili Anne adayları seçildik:)) Hakikatende çok araştırıyor, çok soruyorduk ve herkese yetişmeye çalışıyorduk:)

Sen normal mi olsun sezeryan mı diye düşünürken.. Ben apar topar 1 ay erkenden doğuma girdim. An be an bir tek sana haber verdim. Etrafımda insan mı yoktu? Aksine çok vardı, merak eden, arkadaşım dediğim, haber bekleyen.. Ama yüreğime öyle kazımışsın ki güzelliğini tek sen geldin aklıma:) (kimse alınmasın lütfen. Herkesin yeri ayrı bende.. hepinizi de severim)

Gebeliğin ilk haftalarıyla başlayan arkadaşlığımız şimdi bebeklerimizin büyümeleriyle devam ediyor. Z.ece'min ilk fotosunu gördüğümde -ki bebeğim kucağımda değildi- kokusu burnuma gelmişti, gözlerim dolmuştu sevinçten, acı içinde mutluluğu yaşadım. Öyle bir güzellik ki o, Ay Parçam.. benim.. Ve biliyordum ki o da  mutluluğunun arasında, içinde  bir acı hissediyor ve bana, bize dua ediyordu. Dualarını eksik etme..dualarımdasınız her daim..

İnsan sadece resmini gördüğü, sonradan sesini duyduğu birini hayatının taa içine koyar mı? Koyarmış:) Böylesine güzel, böylesine içten, böylesine insan..koyarmış gerçekten de.. Eşim bile bir kaç gün bahsetmeyince Gamze'm ve Z.ece'mden ters bir durum mu var diye sorar:) ya da Gamze'm balık, balık diye sayıkladığında bir yolunu bulup gönderelim bile demişliği var (ki Eşim internet üzerine kurulu bu yalan dünyaya inanmaz:) Ona bile işledi Kaplan ailesinin güzelliği:)

Sen Gamze'm, gebedaşım, arkadaşım, süt sorunsalı yaşamdaşım, derdimin- kederimin ortağı, sevincimi-mutluluğumu paylaşanım, Z.ece'min-Ay parçamın Annesi, gönlümü feth edenim, güzel İzmirlim, Bayburt'ta kahırlananım..

Tastamam 1 yıl olmuş seninle tanışalı..tam 365 gün.. Koca br gebelik, paylaşılan bir ömür ve bebelerin gelişiyle daha da perçinlenen bir mutluluk..

26 Ocak 2011..2011 bana oğlum dışında bir güzellik getirmedi demiştim. Getirdi.. Gamzem'i ve Z.ece'mi ve Sevdiceğini..

Güzel İzmirlim ve sevgi dolu ailesini..

Hoşgeldiniz ve İyiki geldiniz:)

Bir an önce Edirne'ye taşının.)

Öperim , Severim..

Ve Nurturia.. İyiki varsın, iyiki güzel arkadaşlar getirdin bana ve İyiki bir sürü mucizeye tanık olabiliyorum:)

Çağlar'ın Büyüme Günlüğü

Doğum Tarihi: 13.08.2011
Kan Grubu: AB Rh+
Doğum kilosu: 2.920gr
Doğum Boyu: 47cm
Baş Çevresi: 34cm
Doğum Haftası: 35h

13.09.11
1.ay Kilosu: 2.860gr
Boy: 50.5cm
Baş Çevresi: 36.5cm

13.10.11
2.ay Kilosu: 4.300gr
Boy: 53.5cm
Baş Çevresi: 38cm

14.11.11
3.ay Kilosu: 5.600gr
Boy: 59cm
Baş Çevresi: 41cm

13.12.11
4.ay Kilosu: 6.670gr
Boy: 62cm
Baş Çevresi: 41cm

13.01.12
5.ay Kilosu: 7.810gr
Boy: 65cm
Baş Çevresi: 44cm

13.02.12
6.ay Kilosu: 8.550gr
Boy: 69cm
Baş Çevresi: 45cm

13.03.12
7.ay Kilosu: 9.160gr
Boy: 69cm
Baş Çevresi: 46cm

12.05.12
9.ay Kilosu: 9.750gr
Boy: 73cm
Baş Çevresi: 47cm

13.08.12
12.ay Kilosu: 11.300gr
Boy: 79 cm
Baş Çevresi: 47.5cm

13.09.12
13.ay Kilosu: 11.560gr
Boy: 79cm
Baş Çevresi: 49cm

07 Ocak 2012

Emzirmek mi? Emzirmemek mi?

Başlığın itici olduğunun farkındayım:) Ancak tamda durumum buydu 2.-3. ay arası zira bebikom emzirmek istediğim çığlık çığlığa ağlar, beni de ağlatırdı. 1-2 hafta ben direttim, o inat etti. Her türlü emzirmeyi denedim, ayakta, oturarak, pozisyon farklılıklarıyla, uyurken, gaz çıkardıktan sonra, sütümü biraz sağdıktan sonra.. Yok yok.. Hiç bir şey fayda etmedi. Benim oğlum bariz bir şekilde emmek istemiyordu. Çok üzüldüm çünkü emzirmeyi çok sevmiştim ve 2 ay bana nasıl yetecekti.. Yetmedi elbette..Ben zorlayamadım, söylenenlere daha fazla karşı çıkamadım.. Siz diretin derim, başaranları da biliyorum çünkü.. Ama biz sınıfı geçemedik bu konuda! Oğlum 2.ayından beri memeyi red etti, 2 hafta kadar denedim, uğraştım, çabaladım, ağladım, yoruldum, üzüldüm..Kahroldum. Anladım ki olmayacak. Kendimi üzmemeye ve sağıp vermeye devam ettim.. İşte HAYAT ondan sonra başladı bizim için..

0-2 ay Süresince Yaşanan Süt Sorunsalı

Malum bebeğim doğduğu gibi kucağıma gelemedi. İkinci gün pompayla getirtmeye çalıştık sütümü (bir kaşık kadar geldi) 10 gün boyunca yoğun bakımdayken azar azar anne sütü verildi canıma. 4. günün akşamı itibariyle hortumla, 2gün sonrada biberonla kabul etmeye başladı ve zaten 50cc alması hedefti.

Çok şükür çabuk ulaştık hedefimize. 9.gün emzirmek üzere gittik hastaneye. Maşallah kuzuma, hemen kaptı ve emdi doya doya.. Dr. akşam emzirme seansına da kalın, yine böyle emerse ertesi gün çıkar demişti. 3saat hastane kordirolarında bekletik umutla, hasretle, coşkuyla, ve korkuyla.. Tekrar emzirmeye aldılar beni.. Böyle bir duygu yok, böylesine güzel bir bağ olamaz. Yine cokur cokur emdi, hatta hemşire yeter yarım saati geçti, bırakın artık dedi ama benim bebeğim emiyordu hala. Çekmeye çalıştıkça göğsümden daha bir yumuluyordu :) Ve bu sayede ertesi sabah kucağıma, evimize gelebildi..

1 ay boyunca hep emzirdim, arada sağdığım sütlerden de verdim biberonla (şimdiki aklım olsaydı biberon yerine kaşıkla verirdim). Her ağlamasına ''Aç bu çocuk'' diyen insanlar vardı etrafımda, her zaman ''üşür, ört üstünü diyen'' ve zaten en dipte yaşadığım lohusa depresyonunu daha da kökünde yaşamama sebep olanlar.. Çok stresli, çok gergin, çok huysuzdum.. Ve bu sütümü etkiliyordu. (o zamanlar anlamasam da)

1. ay kontrolüne bir Dr.a gittik( adını açıklamak hoş olmaz) pek memnum kalmadım kendisinden, biz ki tecrübesiz, daha önce eline bebek almamış, beslemek, giydirmek, sevgiye doyurmak nedir bilmeyen ebeveynlere kendiliğinden bilgi aktarması gerekirken, ben aklıma gelenleri sordum ve cevap aldım isteksiz isteksiz. Kendisi Çağlar 120gr almış bu çok az, mama yazıyorum günde 2 kez verirsiniz demişti. Haliyle inanamadım, istemedim. Kendimi yetersiz, eksik, beceriksiz hissettim.. E tabi bir de ''Ben sana demiştim'' diyenler..

Mamayı hazırlama aşamasından, bitiş aşamasına kadar gözyaşlarımı tutamaya tutamaya besledim oğlumu. Çok çok kötü bir his. İnsanı liğme liğme eden, yok eden...Dr.u beğenmedik diye Kadın Doğumcumun kendi Çocuk Dr.una gittik. Kilo almamıştı yine..Öyle bir rahatladım ki yinede.. bilgiye doydum desem yeri, hatta yetişemedim bile:) Ne, bu neydi diye sorup durdum çıkınca eşime. Anladık ki bu böyle olmayacak kağıt kalem isteyip yanına gittim tekrar. Zaten kendisi de sağolsun mama nasıl hazırlanır, nasıl verilirs vs bir sürü bilgi verdi.

Hızlı kilo alımı sağlanmalı yoksa hastalıklara davetiye çıkarırız dedi Dr.umuz. Dolayısıyla günde iki kez mama az gelir. Her emzirme sonrası, aldığı kadarını ver dedi. Mamaya karşı tavırlarım değişemedi 2.aya kadar.. (neden sonra mamanın aslında öcü değil de hayat kurtarıcı bir şey olduğunu anlayabildim) Sağdığımda 3 saatte 30cc ancak çıkıyordu. Ve benim oğlum beni emdikten sonra 90cc içebiliyordu üstüne.. Sadece sütümle doyurmam zaten mümkün değilmiş.. Ama buna inanmak, normal karşılamak gerçekten çok zor o dönemde..

Demem o ki.. Süt az olabilir, olduğu durumlarda mamayı öcü gibi görmeyin. Kendinizi yetersiz hissetmeyin.. Süt olsun diye, benim gibi, fazladan ve söylenen her şeyi yemenin de anlamı yok. Sadece mümkün olduğunca dinlenmek ve bol su içmek yarar. Ve olacak olan süt olur..olmayacak olansa yırtınsanız olmaz..

Bir kaç tavsiyem olacak Gebelere:

1- Doğum sonrası sinirinizi bozan ya da bozabilen her şeyden uzak durmak
2- Yanınıza yardımcı almak. (Aile büyüklerinden olmazsa daha iyi olur ama imkanınız yoksa yapabilecek bir şey yok)
3- Gelen misafirlerle az süre beraber olmak ve dinlenmem gerekiyor diyip odanıza çekilmek.  Ziyaretin kısası makbüldür.:) İlk zamanlar uykusuzluktan ve yorgunluktan halinizi anlamaları gerek ama anlayamayan çok oluyor:)
4- Son zamanlarınızı sevdiğiniz şeylerle ve muhakkak eşinizle bir şeyler paylaşarak geçirin.
5- Gebeyken sadece gebelikle ilgili şeyler değil yenidoğanla iligli bilgi edinerek vakit geçirin.
6- Mümkün mertebe bebek için hazırlıkları erken bitirin (30-32max.) Çok ağırlaşabilirsiniz sonrat.
7- Bebeğinizi fazla giydirip sıcağa alıştırmayın. Sıcak mayışmalarını sağlayıp sürekli uyutur ve dolayısıyla beslenme vakti geçip kan şekeri düşebilir.
8-İlk zamanlar istediği kadar ve istediği zaman emmesine izin verin. Yapışık ikiz ya da panda gibi olabilirsiniz:) Keyfini sürün..uzun sürmüyor çünkü:)
9- Doğum yapacağınız hastanede muhakkak ama muhakkak donanımlı bir yenidoğan yoğunabakımı olmalı! (her ihtimale karşı)
10- Uykusuzluk, stress, gerginlik ve bebekle neyi, nasıl yapacağını bilememe, iletişim güçlüğü çekme dönemi çok çabuk atlatılıyor. Baştan bilmek eminim faydalı olacaktır.

Ve son.. O kadar çabuk büyüyorlar ki.. depresyona girip bebeğinizin miniminnak hallerini yaşadığı dönemleri üzülerek, ağlayarak geçirmeyin..

Dipnot: Bu süre boyunca bana destek olmaya çalışan Nurturia Arkadaşlarım..sağolun varolun.. Özellikle Gamze'm , Neşe (uzuun uzun sütle ilgili yazdığın ve mamanın öcü olmadığını bana anlatmaya çalıştığın için).. Hepinize çok teşekkür ederim.

Bir Aşk Hikayesi...